10 Mayıs 2011 Salı

Michael.

Nereden başlayacağımı bilemiyorum.
O benim HERŞEYİM!
Ona olan sevgim bambaşka, uçsuz bucaksız
En masum, en içten sevgi.
9 yaşındayken tanıştım onunla. Dünyanın en iyi insanıyla.
Gerçekten ''dünyanın en iyi insanı'' o.
Çok az kişi öyle olduğunu düşünüyor, benim gibiler, hayatını onun ağzından okuyan, birebir bilenler. Onu ANLAMAYA ÇALIŞANLAR.
ELEŞTİRMEDEN ÖNCE.
Şarkılarında ve hayatında; ''Before you judge me, try hard to love me!'' diye çırpınan bu masum adamı bir kez olsun dinlemeye, anlamaya, keşfetmeye çalışanlar..
Hayatının zorluklarla geçtiğini, çocukluğunu yaşayamadığını, o yüzden büyükken çocuk kaldığını bilenler. Ameliyat konusunu gündeme bile getirmeyenler.
DIŞINA DEĞİL, İÇİNE BAKIP; GÖREBİLENLER.
Ve bundan gurur duyanlar...

Bu yüzden çok az kişi 'anlayarak sever' onu, sadece şarkılarını dinleyip, danslarını yaparak değil. İç dünyasını görerek.
Aynı onun istediği gibi.
Babası tarafından yüzlerce kez dövülmüş, işkence görmüş bir sanatçının çırpınışlarını duyarak.

Her şarkıda yeni bir anlam çıkıyor aslında. İyice dinleyince. Onun hayatından, anlatmak istediklerinden. Çıkarmayı bilene. Dinlemeyi bilene.

Aslında önceden de söylediğim gibi, ''Beni yalnız bırakın onunla. Onunla bırakın. Karışmayın. Eleştirmeyin. Hiçbirşey bilmeden gitmeyin üstüne, ve gelmeyin üstüme. Çünkü ailemden biri gibi o, kötü birşey duyunca üzerime alınıyorum. Farkında olmadan. En çok da en yakınlarım yapınca bunu. Gülüp geçiyorsam, umursamıyormuş gibi davranıyorsam, bilin ki üzülmediğimden değil, sizi üzmek istemediğimden.''

Söyleyeceklerim bu kadar. Ama söylemeyeceklerim bitmez, içimde sakladıklarım. Sadece onun için. Saygımdan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder