18 Şubat 2013 Pazartesi

Hiding my heart away

Son günlerde kendimi daha farklı hissettiğimi farkettim Lyucian. Belki daha garip. Daha 'farkında'.
Belki de sorun bendedir. Bir gün çok sevdiğim insanlara ertesi gün tiksintiyle bakıp yüzlerini görmeye bile dayanamayabiliyorum. Kimsenin kendisini kafamda oturttuğum yere göre davranmadığı, en yakınlarımın bile bazen -farkında olmadan- acımasızca davrandığını görüyorum ve bu değişimi kabullenemiyorum. Belki farkında bile olmadan umursamazlıkla yaptıkları her davranış beni her defasında bir adım uzaklaştırıyor onlardan. Dün içtenlikle en özel şeylerimi paylaşırken gözlerimin içine bakıp gülümseyerek bana güven aşılayan kişinin bugün beni bir anlık sinirle rencide etmeye çalışmasını kabullenemiyorum ve her geçen gün daha çok korumak adına daha çok kendime saklıyorum, kendimi. Ve insanlara karşı zaten uzun yıllardır azalarak neredeyse yok olan güvenim, ben artırmaya çalıştıkça yaşadığım her yeni olayın etkisiyle milim milim eksilmeye devam ediyor. Çünkü "bana güvenebilirsin", "her zaman yanındayım" laflarını sürekli sarfeden insanlar buna her şeyden önce kendileri engel oluyorlar. Her ne kadar istekli görünseler de kendileri izin vermiyorlar onlara yaklaşmama, paylaşmama. Bu da zaten başından beri yalnız olduğumu daha çok farketmeme sebep oluyor. Belki de ben yanlış düşünüyorumdur. Olması gerektiğinden daha fazla şey bekliyorumdur karşımdakinden. Sonuçta kimse kimsenin yanında olmak zorunda da değil, dimi? Zaten insanın kendisine bile tam olarak güvenemezken başkalarına sıkı sıkıya tutunmaya çalışması saçma değil de ne?
Desem de, yine de bir yerlerde bir şeyler kırılıyor içimde. Her defasında.

Belki de toplumsallık bir yandan insanın yaşaması için hayati önem taşıyorken diğer yandan insanı mutsuz eden etkenlerden biridir? Mesela bazen, "keşke hiç arkadaşım olmasaydı" diye düşünüyorum. Hiçkimse. Sıfır. Sadece kendi başıma olacağım ve özgürce her istediğimi yazıp çizebileceğim, kimseye veya kimseyle alakalı bir şeye dikkat etmek zorunda kalmayacağım, tasasız bir şekilde her aklıma eseni yapabileceğim ve bazı konularda kendimi kısıtlamak zorunda kalmayacağım bir dünya düşünüyorum. Çünkü insan ne kadar çok arkadaşa sahipse, özgürlüğü bir o kadar kısıtlanıyor bence. Herkes bir şeyler anlatıyor ve önemli veya önemsiz onları anlattıktan sonra sen ister istemez hayatına daha farklı bir yön veriyorsun veya o kadar belirgin olmasa da bazı şeyleri yapmadan önce o kişileri de göz önünde bulundurarak iki kere düşünüyorsun. Hatta bazen yapmayı çok istediğin bir şeyden "o ne düşünür" veya "yanlış anlar" diyerek vazgeçiyorsun. Ve bunu her defa yaptıkça biraz daha içine kapanıyor, dış ortamdan uzaklaşıyorsun. Özgürlüğün kısıtlanıyor..

Ama her ne kadar bunları uzun uzadıya düşünsem de, biraz olsun gerçekliğe döndüğüm zaman bu dünyaya onlarsız dayanabileceğimi düşünemiyorum. Arkadaşlarım iyi ki varlar ve hayat onlarla güzel.
Ne olursa olsun.

Published with Blogger-droid v2.0.10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder